23 Ocak 2013 Çarşamba

3 YAŞ HARİTAMIZ...

Bolgger Annesi olmaya geç başladığım için (hep kızarım kendime-aklım nerdeymiş diye) şöyle genel bir harita çizeyim dedim kendi kendime..
Hadi başlayalım:

Yaş : 3 yaş (an itibari ile 37 aylık)

Fiziksel Gelişim : Boy:197 cm       Kilo:16   ( gelişim tablosuna göre tam ortalama içindeyiz. o kadar çok hareketlisin ki bu kadar kilon olması bile şaşırtıcı)

Sağlık Durumu : 1 yaşında Samsun Fakülte Çocuk Alerji ile başlayan Alerjik Rinit serüvenimiz halen devam ediyor. Bu zamana kadar toplamda 5 kere grip, bir kere nezle ve üç defa antibiyotik kullanmak zorunda kaldık. Ama o burun tıkanıklığı yok mu hala bırakmadı yakamızı. Sadece 1 yaşında 2 kere ilaç olarak burun spreyi kullandık. 1 yaşından sonra hep doğal olarak burnunu açtım. (serum fizyolojik, tonimer, cold mix, otribebe burun aspiratörü)

Yemek Menülerin: 2,5 yaşına kadar çiğneme sorunu olan bir çocuktun. Ben artık iyice endişelenmeye başladığım zamanda birden bire kahvaltıda dahil olmak üzere bizim gibi yemeye başladın. enteresan bir çocuksun.
 Sabah Kahvaltı: Sabah kalıkınca bir tatlı kaşığı 2-3 damla limon suyu sıkılmış keçi boynuzu pekmezi. Kış aylarında bazen bu bal-limon -taze zencefil olur. Bundan yarım saat sonra bir biberon süt. Bundan 1 saat sonra kahvaltı. Kaşar peynir-Beyaz peynir-köy yumurtası-tahin pekmez karışımı-tereyağı-bal-anneanne tarafından senin için çok az şekerle hazırlanmış konserve usulü meyva marmeletları (reçel yerine) fıstık ezmesi- (dönüşümlü olarak nutella ve fındık ezmesi ama çok az ve sadece hafta sonları) yine dönüşümlü olarak melemen-krep- papatesli yumurta ve her sabah bitki çayın (taze ıhlamur, ayva yaprağı- bazen yaban mersini)
Öğle Yemeği: Çorba ve yoğurt (kış mevsiminde haftada bir kere kereviz-brokoli-pırasa-patates-havuç-brüksel lahanası-balkabağı buharda haşlanarak blendırdan geçirilir ve içine erişte ile çorba yapılır.)
Ara Öğün: Ev yapımı az şekerli içinde mevsim meyvaları ile genelde limon ve portakal rendesi-yaban mersini-üzerine elma dilimleri-ceviz-fındık v.s kek dilimi veya ev yapımı kurabiye ile evde sıkılmış meyva suyu.
Akşam Yemeği:Sebze yemeği yanında pilav yada makarna- bazen köfte- ayran yada su eşliğinde yada evde ne piştiyse
Gece Yatmadan: Her zaman olmasa da evde yapılmış puding yada pirinç unu ile karıştırılmış buharda pişen balkabağı içine pekmez üzerine ceviz ile ....
Tabi bu yemek menüsü içinde haftada bir kere pizza, iki kere balık ve pizza ile dönüşümlü hamburger...
Abur Cubur Durumu: Çok şükür 3 yaşına kadar hiç bilmedin. 1 yaşından sonra çok nadir çubuk kraker yedin. Şimdi yine arada bir kinder çikolata alıyorum ama daha hiç bir tane bile çikolatayı bitiremedin.Dışarda satılan meyva suyu hiç içmedin. sucuk salam sosis görsen tanımazsın bile.(etrafında aynı yaşta olupta çocuğuna yediren çok kişi olduğu için söylüyorum.) en büyük abur cuburumuz dışarı çıktığımızda aldığımız simit.bakkal ve marketlerde çocuklar için satılan hiçbir abur cubur yedirmedim ve tanıtmadım sana. ne kötüyüm dimi. Gurur büyüdüğünde -iyi yaptın anne demiyecek biliyorum-
Sosyal İlişkilerin: Arkadaş bacak kadar çocuğun sosyal ilişkisi mi olur gün geldi neler yazıyoruz valla..))) Çok uyumlu bir çocuksun.Hangi çocuklu ortama girsen hiçbir arkadaşının canını yakmaz, genelde hep oyun oynamaktan yana olursun. Ama çok kalabalık ortamları sevmiyorsun.
En Sevdiğin Arkadaşın :Tabiyki Sevgili Özlemin kızı çok sevdiğimiz Prenses Alya.ismi geçince akan sular durur senin için.Evde hayali tüm oyunlarında Alya var tabi birde İnci Hanım. İnci Sevgili Esen'in kızı. küçük bebekliğinizde çok oynardınız daha doğrusu oynamaya çalışırdınız çünkü İnci'nin sana çok vurmuşluğu vardır. Şimdi vurma işi olmasa da sen bir türlü o günleri unutmazsın ve hep temkinli yaklaşırsın İnci'ye.
Korkularımız :Palyanço ve Öcüüü.. Palyançoyu bildikte Öcü nedir, nerden duydun hiç anlamam. Öcü diye birşey uydurup korkarsın ama şu playstation oyunları var çirkin, sevimsiz hatat benim bile ürktüğüm yaratıklardan nedense korkmazsın. O yüzden Öcü kavramı nedir senin için bilemedim..
En kızdırdığın zamanlar: Sabahları evden çıkmadan üzerini giydirmek için 100 kere oğlum gel dememe rağmen gelmeyip pis pis sırıttığın zamanlar. birde aynısını akşam yatmaya gitmeden önce yapıyorsun. Sinirrrrr oluyorummmmm......
Üzüldüğümüz Zamanlar: Neyse neye üzüldüysek hiç hatırlamıyorum, bitti gitti... 
Unutamadığım: Bir yaşında odanın ortasında duran sehpaya (niye ordaydı bebek olan bir evde, neden bir kaza olabileceği aklıma gelmedi suçlar dururum kendimi) çıkıp inmeye çalışırken kenarına burnun geldi ve kanlar içinde kaldın. Korkudan burnuna bakamadım o an. Ama bir cesaretle seni araç koltuğuna koydum ve hastaneye götürdüm. Buda bana bir ders oldu evde seni tehlikeye sokacak ne kadar eşya varsa kaldırdım.
SONUÇ: Çok şükür Allahıma keyifli geldik bu yaşa kadar, Allah ağzımızın tadını bozmasın bundan sonra da... 
  
 

22 Ocak 2013 Salı

SAYILARI TANIYORUZ..




Evdeki aktivitelerimzi yaparken bir program çıkarmıştım o programı takip etmeye çalışıyorduk. Fakat baktım ki Gurur'un bazı konularda eksiklikleri var. Sayıları sayabiliyor hatta 10 dan geriye doğru da sayabiliyor ama tanımakta sıkıntı var.1,2,3,4,5 tamam ama sonrası karışıyor yani uyduruyor. Geçtiğimiz hafta sonu başladık çalışmaya. Önce kardan adam vardı internetten indirmiştim şablonu. hatta şablondan 2 tane çıkardım bir tanesinin sayılarını kestim.kestiğimiz rakamları ilkin bir torbaya koyduk ama torbadan çıkarmak zor oldu biraz Gurur için sonra kaseye koyduk rakamları. Kardam adamın baş kımını parmak boyası ile boyadık. Ben Gurur'a biraz yardımcı oldum çizginin dışına taşmasın diye ama eskiye göre daha iyi boyuyor taşırmadan. kaseden sayları çekiyoruz hangi rakam çıktıysa gurur resimden o rakamı buluyor, rakamı tekrar ediyor ve yapıştırıcı sürüyor ve pamuk yapıştırıyor. Gurur bu tür aktivitelerde 20. dk dan sonra sıkılır ama bitirene kadar hiç sıkılmadı.Ama sonuç çok güzeldi hemen buzdolabına babaya göstermek için asıldı.

17 Ocak 2013 Perşembe

ANNE OLMAK....(1)

Yazıya başlamadan önce İSTİSNALAR KAİDEYİ BOZMAZ diyerek bir ön açıklama yapma gereği duyuyorum.Birde anlattıklarım tamami  kendi hayatım kendi çevrem ve kendi arkadaşlarımın yaşadıklarından esinlenerek yazılmıştır. Bu yazı bölümler halinde devam edecektir.

 Bu yazıyı yazmak için ne kadar çok düşündüm. Ne kadar derin bir konu, neler yazılmış bu zamana kadar ve yıllar boyu daha neler yazılır, yaşanır, öğrenilir, öğretilir.
Her genç kızın rüyasıdır anne olmak.Genç kızken sevdiğimizle evlenip çocuğumuz olsundu tüm hayallerimiz. Ne kadar kolay söylemişiz anne olmak isteğimizi, ne kadar kolay bakmışız anneliğe..Ama o zaman sevdiğimizle sevgimizin ürününden başka bişey değildi evlat. Annelerimizin derdi biz, bizim derdimiz sevgililerimiz ve hayallerimiz. O zamanlar nerden bilebilirdik deli gibi sevdiğimiz adam gün gelecek baba olacak ve canımızın parçası çocuğumuza bağırmayı geçtim kaşını kaldıracak ve o adam için deli gibi çarpan yürek ne hallere gelecek.Üzülecek,kızacak, elinden gelse gözünü patlatacak...))))  Sonra uğruna öleceğimizi düşündüğümüz o adamlar ikinci plana atılacak evlatlarımız başımızın tacı olacak.
İlk anne kavramımız annelerimiz.Hala kulağımda çınlar annemim bana en sık kullandığı laf..
-Anne olunca anlayacaksın beni kızım..
Evet Anne olunca anladım ben seni Anne.Çok kızgınım kendime neden seni anlamak için anne olmayı beklemişim. Ama anlayamazmışım ki seni, bu duyguyu tatmadan.
Çilekeş diye bir tabir var ya işte öyle benim Annemde. Dikiş öğretirdi mahallenin kızlarına. Hatırlarım o günleri. her sabah eve bir sürü kız gelirdi  makinaların başına oturur kıkır kıkır akşama kadar bi yandan dikiş diker bi yandan gülüp oynarlardı. güzel günlerdi.İlkokuldayım bir kardeşim daha oldu. Ailecek ne kadar mutluyduk o zamanlar.Hele ki ben.Bütün arkadaşlarımın kardeşleri vardı çok istiyordum kardeşim olmasını hep arkadaşlarımın kardeşlerini sevmeye kaçardım, sevdirmezlerdi kıskanırlardı ağlaya ağlaya eve gelirdim. Evimizin neşesi bine katlandı.Çok sevdik ailemize gelen güzeller güzeli kız çocuğunu.
Ne zaman ki o lanet hastalıkla tanıştık, evimizin bütün büyüsü, güzelliği gitti bizim için. 3.5 yaşındaki güzeller güzeli elimizi sürmeye kıyamadığımız annemin biricik kızı, benim yıllardır kardeş özlemi ile beklediğim kardeşim Kanser oldu.Kan Kanseri dedi doktor, biran önce tedaviye başlanması gerek dedi.Küçüğüm o zamanlar bilmiyorum Kanser ne demek. Ama Annem çok ağlıyor, o dağ gibi 1.90 lık babam yıkıldı, çöktü, küçücük kaldı, anladım ki kötü birşey.Biz artık o günden sonra hiç doğrulamadık hep yıkık kaldık.  7 sene mücadele verdik ailecek, ailecek diyorum ama en çok mücadeleyi biricik kardeşim verdi.Biz sadece gözyaşları ile elimizden birşey gelmeden izledik.
Çok umutlandığımız zamanlarda oldu ama başaramadık. 10 yaşında yüzüne bakmaya kıyamadığımız, adını söylerken burnumuzun direği sızladığı, güzeller güzeli kardeşimi kaybettik.(Hala yazarken bile burnumun direği sızlar.) Anneme öldüğünü söylediğimizdeki haykırışı hiç gitmez kulaklarımdan. O nasıl bir çığlıktı, evi mahalleyi inletti..hep ağladı hep ağladı hep ağladı
Biz hala yıkığız, biz hala ailecek bir araya gelip gülüp oynayamayız, biz hala birbirimizin yüzüne baktığında konuşmasakta, gözyaşlarımız dökülmese de ağlarız içten içe.
 Hayata küstü benim annem.Kahkaha atmayı unuttu, tebessümde kalır gülmeleri, hanımların toplanıp yaptığı günlere katılmaz çünkü içinde yarası vardır onun, evlat acısı...mecbur olmadığı hiçbir düğüne gitmez, gitsede oynamayı bırak elini bile çırpmaz. öyle sinema, eğlence istemez. O zamanlar ne kadar annemin haline üzülsemde ben annemi 3 sene önce anne olunca anladım.Keşke hiç susturmasaymışım annemi bağıra bağıra ağlasaymış.Yıksaymış etrafı, evi dökseymiş...Yaptırmadık, hep engelledik, hep içine attı kadın.Bazı sabahlar uyandığında gözleri balon gibi şişmiş olurdu, ne oldu diye sorduğumda hastayım kızım derdi.İnanmazdım ama inanmış gibi yapardım.Bilirdim sabaha kadar tek başına ağlardı..Keşke beraber ağlasaymış ama üzülürdüm sanki ağlamayınca acısı geçecek gibi, düşünmüyormuş gibi gelirdi. Kendi düğünümde çok ısrar ettim birazcık ortaya gelde oyna diye, ısrar etme kızım dedi ama yinede beni kırmayıp kolları yarı kalkık 1-2 dk döndü durdu.
3 senedir nasıl da pişmanım yaptıklarıma, anneme ağladığı için kızıp gitmelerime...
Ben seni anladım Annem, evlat nasıl birşeymiş anladım, bırak başımıza gelmeyi düşüncesi bile nasıl boğuyor insanı bunu anladım..Yıllrdır tebessümden öteye gitmeyen gülümsemelerinin altında yatan acıyı şimdi anladım...
Bu yazı daha çok uzar gider, hem ağlarım hem daha sayfalar dolusu yazarım. ama ben bu yazıyı Annemin duası ile kapatıyorum..
-ALLAHIM KİMSEYİ EVLADI İLE TERBİYE ETME.EVLATLARIMIZIN ACISINI BİZE GÖSTERME YARABBİM....... 








16 Ocak 2013 Çarşamba

ADAM GİBİ ADAM...

"Sadık" Gurur'un Gül Annesinin karşısında oturan komşunun oğlu.Gurur'dan bir yaş büyük yani 4 yaşında. Tam karşı dairelerinde olduğu için Sadık ile komşuculuk oynarlar. Bazen Sadık gelir oynamaya, bazen bizimkiler giderler.Ama çok dikkatini çeken bir arkadaş değildir Sadık.Çok kanı ısınmamıştır tanıdığından beri ama yinede arada bir oyun oynarlar.
Geçen akşam Gurur'u almaya gittiğimde kapıda öpüşüp koklaşıp sarıldıktan sonra -Bugün sadıkla oynamaya gittim dedi.Aferin Oğluma güzel oyunlar oynadınız mı diyerek Gurur'u aldım, arabamıza bindik evimizin yolunu tuttuk. Arabada havadan sudan konuşurken;
-Anne Sadık adam değil. dedi.
Ben direksiyonda ne dediğini anlamaya çalışırken tekrar aynı şeyi söyledi. Oğlum neden böyle diyosun dedim.Ne yaptı ki Sadık. Gurur'dan tekrar bir cümle
-Manyak Sadık..
Yeniden dumur olmuş bir vaziyette, neden öyle diyosun falan.baktım ki kızmış Sadık'a bizimki. Artık bende üstüne gitmeden
-Peki Adam ne demek oğlum..
-Adam ben anne...(İçimin yağları eridi eridi  eridi...)
Tabi yine aynı şey düz mantık..Gurur için Adam olmak güzel birşey, çünkü anne yani ben arada sırada Adam Oğlum benim diye seviyor. Eğer Anne ballandıra ballandıra Adam Oğlum diyorsa demek ki Adam olmak iyi birşey. Sadık da Gurur'a oyuncağını vermiyorsa Adam Değil....

Adam gibi Adam olmak diye bir deyim vardır ya Türkçemizde. Aslında hiçde sevmediğim bir deyimdir.Adam nedir ki? kendi fikrimce düzgün erkek anlamında galiba. Ama adam gibi adam olunca en düzgün erkek mi oluyor..)))
Ekşi sözlükte bununla ilgili epey komik açıklamalar var.
http://www.eksisozluk.com/show.asp?t=adam+gibi+adam hatta şu çok komik -medyaya malolmus hanımlarımızın eski basarisiz iliskilerindeki partnerlarina bok atmak icin uydurmus olabilecegi benzetme. Hatta bunu okuduktan sonra çocuğuma ne kötü bir şey öğretmiş oldum diye kendimide ayıplamadan geçemedim.
Ama bi dakka yaaa. Ben oğluma hiç adam gibi adam demedim ki. -Adam- dedim sadece.  Yani kötü birşey öğretmedimmm.Yupppiiiiiii....Gurur bunu okuduğunda kesin deli bu kadın diyecek benim için...)))

GURUR İÇİN...
Bana ne dersen de bal oğlum. Ben seni sevmek için kelime lügatımda en güzel sözcükleri bile sana yakıştıramazken, sen bana ne dersen de.... Senin için yeniden öğreniyorum ben, senin için yeniden okula başladım ben..ANNELİK İLKÖĞRETİM OKULU...kaç tane çocuk kitabı okudum sana almadan önce (içinde kötü mesaj veren bir hikaye olmasın diye), kaç tane çocuk şarkısı ezberledim..MONTESSORİ EĞİTİMİ diye bir eğitim var, ülkemizde yeni yeni uygulanmaya başladı, ben bu eğitim şekliyle ilgili nerdeyse tüm yazıları hatim ettim.Sadece eğitimine bir gram daha fazla katkım olsun diye.Hayatım MONTESSORİ EĞİTİMİ oldu.Doğduğundan beri Alerjik Rinitin ve buna bağlı burun tıkanıklığın olduğu için ve ben o minik burnunu açmak için doktorunun yani Prof.Dr. Recep SANCAK'ın (tedavinde katkısı büyüktür) makalelerini, doktora tezlerini bile okudum.Alerjik Rinit ve burun tıkanıklığı ile  ilgili nerdeyse bir pratisyen doktordan daha fazla bilgim var. Sana burnun tıkanmadan rahat geceler ve günler geçirtmek için.(Allahtan internet var.) Hayatım boyunca Cin Ali (Cin Ali ne diye merak edersen internete bak, çok güleceğine eminim) bile çizmekte nefret eden ben kendimi aştım. Sana öğretmek için en son ördek resmi yaptım.(hatırlarsan dicem ama hatırlamayacan) .Yaban Mersini-Balkabağı-Kereviz le ve bunu gibi birçok sebze meyva ile yakından tanıştı mutfağımız sayende. Tabi bu arada yaratıcılık gelişti.Sana bunları yedirebilmek için yaratıcı fikirler ürettim her seferinde..Kerevizi çorbalara kattık sorun yok.Balkabağını tatlı yaptık, üzerine tavuk göğsü koyduk az şekerli, yaban mersini ile epey bir mücadele ettik.Çayını demledik sanki pek bir faydalı olmayacak gibi geldi annelik ya. Havanda ezdim üzerine kötü gün dostu tavuk göğsü.2 yaşında kan ölçümünde kan sınırda çıkmıştı hemşire dil ve ciğer yedirin demişti. Yedirdim ama sana onları şimdi ne şekilde yedirdiğimi söylemicem.)))   Daha bunun gibi neler neler.....
Şimdi sen bana ne dersen de oğlummm....Sağlığın sıhhatin keyfin yerinde olsun yeter ömrün boyunca...

   

15 Ocak 2013 Salı

PEPE'DEN HATIRA KALDI....NENEEEE...

Aslında biz Pepe izlemeyi bırakalı nerdeyse 6 ay kadar oldu. En son Pepe gibi küsmeye başlayınca ve bu durum sık sık olmaya başlayınca Pepe izlemeyi bıraktırdım. Gül Annesine de söyledim ama izliyor mu orada bana karanlık.Sorarsam izlemiyor. Ama izlemediğini düşünüyorum çünkü Pepe gibi davranmayı bıraktı. Fakat bazı etkileri sürmüyor değil. Gurur geç konuşan bir çocuk olduğu için galiba Babaanne demek ona zor geldi ve hemen Pepe gibi "Nene" demeye başladı.Ne kadar üstelesemde "babaanne" dedirtemedim.Galiba bu NENE olayı daha uzun sürecek gibi gözüküyor.Çünkü kolayına geldi ve devam ettirdi. Televizyonun çocuklar üzerinde kalıcı etkiler yarattığını da direk gözlemlemiş oldum.
Bu cumartesi günü epey bir hareketli geçti. Henüz kendi evimiz olmadığı için Gurur'un da bir odası yok. Ama çok geniş bir oturma salonum var, önümüzde Karadeniz alabildiğince, arada hiçbir engel yok. Odanın bir bölümünü Gurur'un oyuncaklarını düzenleyerek Gurur'un tabiri ile ona ev yaptık. Kayınvalidemde bendeydi, 1-2 saat kargaşadan sonra olayı halletik ve Gurur'un küçük bir evi oldu...O gün Gurur'un Nene deme olayına ne kadar alıştığını farkettim.Ama üstelemiyorum ne derse desin...)))
Pazar günü ise oğlumun biricik arkadaşı Alya'mızın doğum günüydü. Alya'nın ilk doğum gününe gittiğimizde Gurur 20 günlük falandı.Hatta ilk gezme olarak dışarı çıkmamızdı. Alya ile Gurur'un arasında 1 yaş var.Prensestir Alya mız..Narin,güzel, mis gibi bir kız çocuğu. Çok güzel planlarım vardı hatta doğum günü partisi için birşeyler hazırlayacaktım Alya'ya ama olmadı. Hafta sonu müthiş bir başağrısı çektim ve keyfim yoktu. Doğum gününde Gurur pek bir keyifli değildi. Alya nın odasına gitmedi, diğer arkadaşlarla oynamadı.Daha sonraları biraz açıldı ama yinede çok keyif almadı diyebilirim. Birebir oynamayı daha çok seviyor.Bende onun daha fazla sıkılmasını istemedim ve fazla oturamadan kalktım.Birkaç sene sonra doğum günlerinde arkadaşları ile daha keyifli olacaklarını sanıyorum.
Belki de Alya'yı çok sevdiği için kıskanıyordur bilemiyorum ki o küçücük beyninden neler geçiyor..  


10 Ocak 2013 Perşembe

ÜFLE ÜFLE PAMUKLAR KARENİN İÇİNE....


Dün akşam eve gelip, akşam yemeğini de hallettikten sonra (bu arada hazır yedik yoksa fazla zaman kalmıyor faaliyet yapmaya) aklıma daha önce internetten gördüğüm bir oyun geldi. Boş bir yere hemen koli bantı ile kare yaptık. (daha sonra kareyi  üçgene dönüştürdük, çünkü Gurur üçgen manyağı bir çocuk) pamuk parçalarını karenin dışında 2 adım mesafede uzak yerlere dağıttım. Ailecek elimize pipetleri aldık ve pamukları kare ve üçgenin içine doğru üfledik. Pamuklar karenin içine girince de çok sevindik.  Hatta o arada hemen bir şarkı uyduruverdim.
-Üfle Üfle pamuklar karenin içine
-üfle üfle pamuklar karenin içine....
Gurur bi ara kendini o kadar kaptırdı ki babasıyla benim üflememe müsade bile etmedi. Sonra tabiy ki sıkıldı bantları sökmek için epey uğraştı....
Güldük eğlendik çorbamızı içtik, hikayemizi okuduk ve doğru yatağaaa...(Bu arada tabi 19:30 da Nick Jr. UMİZOOMİ yi de izlemeyi ihmal etmedik....

ARABALARIMIZA GARAJ YAPTIK....


Eve boy boy 3-5 tane karton kutu almıştım ve bi kenarda bekliyorlardı. Gurur'a sözvermiştim küçük arabaları için garaj yapacağımıza.Artık oğlum günlerdir sora sora  bıktı ve geçen akşam karton kutuları yığdı önüme anne garaj garaj diye tutturdu. Zaten aklımdaydı bir an önce yapmak istiyordum.
- Orta boy boş kart kutuyu fon kağıdı ile kapladık. Rengini Gurur seçti.Gurur mavi rengi seven bir çocuk.
-Resimlerden de gördüğünüz gibi üste gelen tek kapağı yırttık ve geri kalan 3 kapakla kapı ve araba girişi yolu yaptık.
-Kapı girişlerine içten ve dıştan yine Gurur'un seçtiği kedicikleri ve köpekleri süs diye yapıştırdık.
Gurur kendinin de emeği olduğu için şimdilik serverek oynuyor. Bütün küçük arabaları dolduruyor içine hatta üstüne bile koyuyor.
Tabi daha çok geliştirilebilir bu garaj ama Gurur Bey çok sabırsızlandığı için başka birşey yapmaya müsade etmedi. Şimdilik severek oynuyor.

3 Ocak 2013 Perşembe

HOŞGELDİN 2013....

Hepimize hoşgeldin 2013...




Yılbaşı gününden 1 gün önce yani pazar günü Gurur'un en sevdiği arkadaşı Alya'nın annesi Sevgili Özlem çocuklar için yılbaşı eğlencesi tartip etti. Sağolsun çok güzel yemekler hazırlamış bize, Yılbaşı ağacımız, çocuklarımızın elinde müzik aletleri yedik içtik, oynadık...Bide Yılbaşı pastamız vardı. Çocuklar mum üfledi, eğlendi...   
Sevgili Arkadaşım Özlem; şahsen ben düşünemediğim için kızdım kendime ama herşey çok güzeldi ve çok güzel hazırlanmıştın..Her ne kadar bizim çocuklar sonlara doğru cıvıtsada amacına ulaşmıştı.Teşekkür Ederiz Özlemciğim.....

Yılbaşı gününün diğer günlerden pek bir farkı yoktu tüm gün işe gidince.Yine herzamanki gibi herşeyi son ana bırakmış olmanın huzursuzluğunda akşam iş çıkışı alacaklarımız aldık.(pasta ve Gurur'a Noel Babanın getireceği El Feneri hediyesi ) Hemen iş çıkışı hallettim bunları ama can sıkıcı bir gün geçirdik eşim ve ben.Çok canım sıkkındı ve bütün enerjim gitti.Gurur anlamasın üzülmesin diye pastamızı kestik alkışladık ama keyifsiz bir şekilde. Gurur'u hemen yatırmayalım diye konuşmuştuk ama fazla dayanamadı kuzum. 9 gibi uyuttum ve odaya geldiğimde epey bir süre tek kelime konuşmadık. Fazla agresif tavırları yüzünden haklı olduğu yerde haksız duruma düşüyor. Ama yapısı böyle galiba, o kadar konuşuyorum yine bildiğini yapıyor adam.
Boşuna dememiş büyüklerimiz can çıkar huy çıkmaz diye..Yine gece 12 olduğunda kalktık sarıldık öpüştük ve 2013 e hoşgeldin dedik.
Hoşgeldi 2013 hayatımıza...Çok şükür fazla üzmedi bizi 2012 sende üzme bizi...
ÖNCE SAĞLIK, SONRA HUZUR,SONRA BİRAZ PARA...))))

3 YAŞINDA KOCAMAN ADAM....

Veeeee nihayet oğlumun doğum günü yazısını yazıyorum... Kötü anne insan bi fırsat bulup da yazmaz mı? olmuyor işte işlerin aşırı yoğunluğu olmayınca olmadı...
Gelelim büyük güne...
23 Aralık 2012 Pazar
 Bu sene Gurur'un doğum gününü evimizin yan tarafında bulunan ve İlimizdeki tek çocuk eğlence merkezi Eğlence Dünyasında yapmaya karar verdik. Çünkü fazla misafirimiz vardı ve orası tam çocuklar için dizayn edilmiş bir yer olduğundan daha rahat edeceğimi düşündüm.
Son güne kadar fazla bir telaşım yoktu ama son gün ve son gece tam 24 saati koşturarak geçirdim dersem yeri var.Cumartesi gecesi sabaha kadar oturdum ve şekerlemeleri hediyelikleri hazırladım.
Neler yaptım sırasıyla yazayım...
1- Bonibon şekerlerden aldım yaklaşık 15 kutu falan.Ayrıca top çikolatalar, şekerlemeler, çerezler v.s
2-Kurdelelar, kuplar, süslemek için küçük biblolar

3-Benim kendi hazırladığım etiket ve stickerlar...
4-Küçük boy jelatinlerin içine bonibon şekerlerden koydum, kurdela ile bağladım ve kendi hazırlamış olduğum Gurur 3 Yaşında (kendim hazırlayıp, kestim biçtim ellerimle) etiketlerini kurdelaya iğne ile diktim.(çok belli olsun istemedim o yüzden en ince iğne ile dikmeyi tercih ettim)
5-Rulo kağıtların içinde PİNO'dan kes yapıştır aktiviteleri var. Çocuklar evde yapsın diye içine de küçük notlar yazdım Gurur adına. Yine Kurdela ile bağlayıp Üzerine kendim hazırladığım etiketleri silikon ile yapıştırdım. Kadehlerimizin içinde şekerlemeler ve çikolatalar var. Onlarıda vazgeçilmez süsleme unsurum olan kurdela ve uğur böcekleri ile süsledim ve yerleştirdim

6-Gurur kurabiyelerimiz, UMİZOOMİ karakterli doğum günü pastamız ve partimize hıoşgeldiniz. Gurur'un en beğendiği pastasıydı. Çünkü Umizoomi çok sevdiğimiz çizgi film karakterleri. İzleyenler bilir Matemetik güçlerini kullanıyorlar. Hiç bu karakterlerin pastada olacağını düşünmemişti Gurur, gördüğünde çok şaşırdı ve bayıldı...Hala ister durur o kadar yani...

Tabi ben doğum gününde herşeyi son ana bırakmış ama bir gecede herşeyi halletmiş olmanın gururuyla salınıp durdum doğum gününde. Gurur bizden Çöp Arabası,İnşaat Kepçesi ve İtfaiye Arabası istemişti. 3 tane arabayı biraz fazla buldum çöp arabası ve kepçe almayı uygun gördük babasıyla. Çöp arabası üç yaş için biraz fazlaydı ama dünyayı kasıp kavuran Trash Pack çöp arabasından aldım.   http://www.youtube.com/watch?v=7XV8WfDAdYA izleyin görün çok güzel mikropları var değişik oyunlar oynayabiliyorsun.Çöp çetesi falan kuruyorsun. Bizim oğlanın aklı şimdilik çete kurmaya yetmiyor ama çok beğendi. İnşaat Kepçemizde Kıng marka uzaktan kumandalı.Herşeyin iyisini aldık yani..))))
Niteki kalabalık ve eğlenceli güzel geçen bir doğum günümüz oldu.
 3 yaşımızda olduk..BÜYÜDÜK BİZ KOCAMAN ADAM OLDUK....
NİCE YILLARA BİRİCİK OĞLUM..ALLAHIM HER SENEMİZİ SAĞLIKLA HUZURLA KUTLAMAK NASİP ETSİN...