28 Ocak 2014 Salı

PARKİNG LOT GAME VE LANGIRT...

Bu hafta sonu Gurur'la kendimizi aştık..Kendimizi aştık diyorum çünkü hafta sonları son zamanlarda aktivite yapmaya fırsatımız olmuyordu.Bu hafta uzun zamandan beri yapmak istediğim langırt oyunumuz vardı.Gurur tv de görmüştü ve benden istiyordu. Burda da 2-3 tane baktım ama fiyatlarına göre çok vasattı. Yabancı bir sitede görmüştüm tam olarak bizim yaptığımız gibi değildi ama bizde yaptık birşeyler. Gurur'un bu kadar eğleneceğini bilseydim bu kadar beklemez mutlaka yapardım.oynarken müthiş heyecanlıydı, kahkahalar içinde oynadık.Ama bir eksiğimi buldu. Hakemimiz eksikmiş. Doğru haklı:))) Biz bunu yaptık ama en kısa zamanda Samsuna gittiğimizde ona güzel birşey alıcam...Son zamanlarda yaptığımız en eğlenceli aktiviteydi. Ayakkabı kutusu-pipet ve bir masa tenisi topu yeterli..






 Kreşte 3-4 tane rengin ingilizcesini biliyor. Bende hem pekiştirmek ve hemde oturarak birşeyler yapmak için happybrownhouse.com sitesinden Parking lot game oyunu..İngilizce renkleri,  geometrik şekilleri ve sayıları öğretmek için hem eğlenceli hemde keyifli bir oyun.Biz önce renkler üzerinde çalıştık..Renkleri iyice pekiştirince geometrik şekillere geçicez.Arabalarla oynandığı için Gurur'da çok keyif alarak ve sıkılmadan oynuyor. Oynuyor derken oynuyoruz. Zar atıyoruz gelen rengin İngilizcesini söyleyerek arabamızı park ediyoruz.


















KREP VE SEBZE ARASINDAKİ MUHTEŞEM İLİŞKİ

Gurur 3 yaşına kadar ne verirsek yiyen bir çocuktu. Ama büyüdükçe ve kreşe başlayınca sebze yediremez oldum.Daha doğrusu sevdiği yemekler oldu artık, seçmeye başladı, kendi isteklerini söylemeye başladı. Fakat bir şekilde tabiy ki sebze meyve yemesi gerekiyor. Yemek saatlerinde kriz yaşıyorduk.
Yeni yeni alternatifler türetmeye başladık. Pazarda satılan kış sebzeleri:
Balkabağı-Kereviz-Brokoli-Bürüksel lahanası-Ispanak-havuç-karnıbahar-pırasa aldıklarımız
Bunun yanı sıra bakliyatlar:
Kuru Fasulye-Nohut-Mısır-barbunya fasulye

Balkabağının çorbasını yapıyorum.
Kereviz, brokoli, brüksel lahanası,havuç hepsini buharda haşlayıp soğan sarımsak ve unla kavurup ç.orbasını yapıyorum.
Brokoliyi yine buharda haşlayıp krep hamurunun içine katıyorum ve çok lezzetli oluyor.
Aynı işlemi nohut içinde yapıyorum. Nohutu haşlayıp rondodan geçirip krep hamuruna katıyorum. Nohut olduğunu farketmeden afiyetle yiyor.
Aynı işlemi balkabağı için de yapıyorum. Krep hamurunun içine balkabağını çiğden rendeliyorum.

Yemeklerini yediremesem bile bir şekilde midesine girmiş olmasının rahatlığı ile yaşıyorum....

23 Ocak 2014 Perşembe

BİRAZ KIZIL BİRAZ MAVİ....

Hiçbir yere sığmadığım günler yaşıyorum.Yerin altına girsem sığamıyorum, üstüne çıksam duramıyorum...Nasılsın diye soruyor arkadaşlarım...Derin bir nefes çekiyorum ve İyiyimm diyorum..Diyemiyorum ki hiç iyi değilim, kalbim kırık,paramparça...Zoraki gülümsüyor, zoraki geziyorum..Diyemiyorum çünkü hemen ilk kelime...Annesin sen salma kendini, çocuğunu düşün..Onun sana ihtiyacı var...Biliyorum bana ihtiyacı var.Benim ona ihtiyacım var..
Biliyorum sorumluluklarım var. Her sabah işe gitmek zorundayım. Normal kalkış saatimden 1 saat daha önce kalkıp oğlumu okula hazırlamam lazım. Akşama yemek yapmam lazım. Ev işleri, oğlumun her hafta sıraya koyup ama hiçbir hafta o sırayı takip edemediğim aktiviteleri, vs...... derken bu liste uzarrrr giderrrrr..
Tüm bunları bilirken ve itina ile yerine getirmeye çalışırken, yılların birikimi geldi ve yine tıkadı tüm yollarımı... Dokunsanız ağlarımmm, üzülürüm, kırılırım...Yutkunurken bir yumru boğazımda...
Oğlumla oynarken, vakit geçirirken geçecek bu günlerde inşaallah diyorum ve ona belli etmemenin verdiği yorgunluk..
Bazen karşıma alıp konuşmak istiyorum..Zor günler  geçiriyorum ama eminim geçecek demek istiyorum..Bana yardımcı ol demek istiyorum..Bir yerimi acıttığında yaptığını yapacak, - anne gel öpeyim diyecek ve sonra geçti mi diye anne diye soracak..Geçti oğlum diyeceğim ağzım dolu dolu...
Sonra hakkım yok ki buna, nasıl yüklerim 4 yaşındaki bir bedene annesinin yükünü....Haksızlık olur...
Bu kırık bedenin sarılıp sarmalanıp toparlanmaya ihtiyacı var.Belki omzumun bir köşesine sıcak bir elin dokunup, üzülme ben yanındayım demesine ihtiyacım var..Sevginin her kapıyı açacağına inanırım ben. Sevgiyle dokunan elin, sevgiyle bakan gözün,sevgiyle yenilen yemeğin, sevgiyle açılan kapının, sevgiyle girilen yatağın başkadır tadı...
Geçecek bu günler biliyorum, silkelenecek bu beden...Her fırsatta söylenen annelik duygularım ağır basacak ve yine geçmişe sünger çekip en baştan başlıyorum diye kendimi kandırıcam....Dışarda gördüğüm çiftlere, ailelere, dolu dolu gülümseyen yüzlere imrenip sıkıntılarımız bitince bizde böyle olucaz diyecem ve yine kendimi kandırıcam....Ve bakıcam ki yaş geçmiş, heves geçmiş, sağlık geçmiş belki.....
Hep aklımdan kadın olmanın zorlukları geçerken aslında bana kadın olmayı zorlaştıranları hiç ama hiç affetmicem....
Ama her zaman yaptığım gibi sağlıkla ve ailemle başladığım her güne şükrederek devam edicem hayatıma...Allahım bizlere kaldıramayacağımız yükler yükleme, sağlımızı sıhhatimizi ve sevdiklerimizi koru Yarabbim....
 
  

13 Ocak 2014 Pazartesi

KÜÇÜK KUŞLAR AÇ KALMASIN....

İlimizde büyük ve geniş kapsamlı bir tane park var. Barış Manço parkı. Evimize de çok yakın. Her fırsatta uğradığımız tek yer.Tabi simitçiler, mısırcılar, ellerinde birşeyler yiyen çocuklar etrafta..Bir gün Gurur bana, bu parktaki küçük kuşlara çok üzüldüğünü söyledi..Nedeni de, güvercinler bütün yiyecekleri yiyorlarmış ve küçük kuşlara hiçbirşey kalmıyor dertlenmiş çocuğum..
Hemen kolları sıvadım ve yabancı bir sitede çok beğendiğim ve sık sık hatta belki her hafta sonu yapacağımız bir aktivite çıktı.
 Bunun için bize boş tuvalet kağıdı rulosu (evde zaten yeterince stok var.),  kuş yemi, reçel ve uzun bir çubuk lazım. 

 Bir çubuk yardımı ile tuvalet kağıdı rulolarına ince bir tabaka reçeli sürüyoruz. Gurur bunu üstünü başını batırmadan keyifle yaptı.

Daha sonra reçelle kapladığımız ruloları, yere döktüğümüz kuş yeminin üzerinde gezdiriyoruz.Ve yemliklerimiz hazır. Etrafta istediğiniz ağacın dalına asıyoruz. 

 Basit ama çok keyifli bir çalışma. Gurur çok sevdi. Hatta ben malzemeleri arabanın bagajına koydum, dışarda olduğumuzda her fırsatta yapıcaz. Babası ile de birlikte yapmak istiyor en kısa zamanda babamızla tekrar besleyeceğiz küçük kuşları... 

SENSORY TUB - DUYUSAL HAVUZ

 Sensory Tub (Duyusal Havuz) çalışması aslında çok uzun zamandan beri düşündüğüm ama yapamadığım aktivitelerden biriydi. Montessori felsefesine göre çocukların duyusal gelişmesi çok büyük bir önem taşır. Sensory Tub tam olarak Montessori aktivitesi olarak sayılmasa da çocuklarımızın duyu gelişimi açısından çok büyük önem taşımaktadır. Bu çalışma yabancı sitelerde çok sık karşımıza çıkar..
Ben deniz kenarından bir torba kumu babamıza eve getirterek işe başladım. Gurur eve gelmeden ben duyusal havuzumuzu hazırladım. Gurur aslında bu çalışma için geç kaldı ama ben  yinede bilsin görsün istedim. Hatta sık sık da yapmayı düşünüyorum. Biz kar teması yaptık ve Gurur çok keyifli oynadı. Ama aldığım kar spreyleri umduğum performansı vermedi. İçinde çok az vardı ve sıkarken aynı anda sallamak gerekiyordu.
İki gece doya doya oynadı Gurur..Hatta sonra amacını aştı ve biz kar yağışını durdurduk, kumdan araba yolu yaptık ama dokunarak birşeyleri keşfetmek her zaman ki gibi daha cazipti.





2 Ocak 2014 Perşembe

4 YAŞ...

Şükürler Olsun ki 4 yaşımızı da doldurduk.Tabiy ki haftalar öncesi başladım düşünmeye neler hazırlayacağım konusunda..Son ana kadar da düşündüm...))) (Çünkü hazırladığım tüm hediyelikleri, bannerları, cup cake daha aklımıza gelecek birçok şeyi doğum günü sabahı hazırladım ve öğlene kadar yetiştirdim çok şükür)
Daha okul yıllarımdan beri böyleyim. Sınava başvurulacak, evraklar hazırlanacak son gün koştura koştura. Seyahate gidilecek bavul hazırlanacak son gün...4 senedir Gurur'un doğum günü için de böyle.Hazırlıklar son anda. Geçen sene hiç değilse gece yapmıştım daha rahattım. Ama bu sefer son gün son saat gerçekten. Neyse ki oldu yetişti sorun yok.
Doğum Gününü sadece kreşte kutlama kararı aldım bu sene. Çünkü arkadaşları orda, öğretmenleri orda, en fazla kreşte vakit geçiriyor. En fazla vakit geçirdiği yerde bizde birlikte olalım dedik.Bu sene ki temamız Şimşek Mc Queen di. Yaş pastamızın siparişini verdik, tabaklarımızı, bardaklarımızı,çatalımızı, peçetelerimizi ve cup cake standını aldık. Sağolsun Akın Kids Academy çok güzel parti odalarını hazırlamışlar. Bizde pastamızı, hediyeliklerimizi aldık gittik.
Öğretmenleri, arkadaşları, şarkılar, danslar çok keyifli geçti doğum günümüz. Birde fotoğrafçı bir arkadaş götürmüştüm o yüzden fotoğraf çekmek gibi bir sıkıntımız da olmadı. Sağolsun bize güzel bir fotoğraf arşivi yaptı.Hediyelerini çok beğendi. 3 katlı araba yolu ve golcü timsah aldık. Tabiy ki okul partimize Alya mız ve güzel annesi Özlem de geldi. Partimizi şenlendirdiler...











Konfeti patlattık.


Sevgili Özlem ve kızı Alya ...












 Artık 4 yaşında olduk, çok mutlu her fırsatta anne ben 4 yaşındayım demi diye soruyor..Sağlıkla huzurla nice doğum günlerin  olsun Sevgili Oğlum....Seni çok seviyoruz....