15 Temmuz 2013 Pazartesi

YAZ KEYFİ DEVAM

Hafta içini Gurur okulda ben işte geçirdikten sonra, sıcak bir hafta sonu geçirdik yine...Cumartesi akşamı kayınvalimleri ve eşimin teyzesini iftara çağırdığımdan biraz telaşa vardı ama cuma akşamı Gurur yatınca yemeklerin çoğunu hallettim. Geri kalanlarıda Cumartesi sabah hallettim ve oğlumu aldığım gibi doğru denize. Denize girdi, kumda oynadı ve babası saat 4 gibi geldi onunla kaldı denizde. Bende diğer kalan işleri halletmek ve masayı hazırlamak için koşa koşa eve geldim.Keyifli bir akşam geçirdik, Gurur bey şımardı şımardı. tabi günü denizde geçirdiği için yatma vakti de geçtiği için epey bir mazlumlaştı ama yinede keyifliydi. Babaannesi koltuktan kalkerken ofladı pufladı ve belini yavaş yavaş doğrulttu. Bizim oğlan peşinden onu taklit etti. Gecenin bombasıydı. Sonrasında herkes oğlum babaannen nasıl kalktı bize bir göster dediler.Oğlumda her seferinde yaptı.
Pazar günü bizimdi..Keyifle kahvaltısını yaptı, öğleden sonra doldurduk arabanın arkasını yine denize gittik. Geçen seneye oranla denize girme konusunda biraz daha çekingen.Tam ısınamadı ama dün akşama doğru suyun içinden çıkmaz oldu. Geçen yaz kolluklarıyla suya atlamayı ve suyun üstünde kalmayı beceriyordu. Ama birkaç gitmeye daha alışacağına inanıyorum. Dünde müthiş yoruldu gündüz de uyumayınca akşama nerde uyuduğunu bilemedi.....

8 Temmuz 2013 Pazartesi

YAZ KEYFİ BAŞLADI....

Seviyorum bu şehri...Ama yaz mevsimi geldiğinde daha çok seviyorum. Aslında gönlümde yatan kışları daha büyük bir şehirde yaşayayım ama Temmuz ayı gelince Sinop'a geleyim ve iki-üç ay kalayım..Belki ilerde olur mu bilmem ama yazları burda olmak çok güzel. Gurur için bunu daha ayrı bir şans olarak görüyorum...Denize sıfır bir evimiz var. Karşımız alabildiğine Karadeniz. 3 tarafı denizlerle çevrili bir İlde her yerde denize girebiliyoruz, kumda oynayabiliyoruz. Hafta sonları bir plaj beğeniyoruz ve en geç 10 dakika içinde gidiyoruz denizimize giriyoruz. Artık deniz sezonumuzu açtık ve böyle keyifli bir hafta sonu geçirdik.
Cumartesi günü aslında denize gidip gitmemek konusunda kararsızdım.Esen aradı (İnci nin annesi) ne yapalım bugün diye..Bende bilmiyorum dedim ama aldık çocukları çıktık sokağa.Önce pastanede limonata dondurma keyfi.Sonra evimizin biraz ilerisinde bulunan çay bahçesine gittik çocuklarla.
Bu çay bahçesini çok seviyorum çünkü önünde küçük bir kumsal var.Gittiğim zaman Gurur'u soyuyorum ve atıyorum kuma. Denize giriyor, kumsalda oynuyor bende keyifle oturup çayımı kahvemi içiyorum..Yine aynısı yaptık çocukları attık kumsala oynadılar saatlerce. Denize girdiler, kumdan havuz açtılar arada bir kavga ettiler ama maksat D vitamini almaksa amacımıza ulaştık.




Pazar günümüz Gurur için bir ilk oldu. İlimizde bir tane aqua parklı havuz var. Aslında otel ama havuzunu dışarıya açıyorlar. Gurur doğduğu zamandan itibaren denizle iç içe olmasına rağmen hiç havuz deneyimi olmamıştı. Birde Aqua havuz olması Gurur'u eğlendirir diye düşündüm ve çıktık yola soluğu havuzda aldık. Ama Gurur için olayın en eğlenceli kısmı bizimle beraber 3 tane daha abi olmasıydı. Arkadaşların çocukları 10-13 yaş arası genel de bizimle takılmazlar ama aqua havuz olunca hepsi bizimle geldiler. Gurur bayıldı bu işe...İlk önce benle birlikte havuza girdi, tabiy ki çocuk havuzu olmadığı için çok tedirgin oldu...Ama akşama kadar müthiş eğlendi..Gurur efendi eğlendi ama ben.... akşama kadar peşinde koşmaktan, dur Gurur, düşeceksin Gurur, biraz otur Gurur demekten ve hiç oturamamaktan yoruldum ve akşama perişan oldum. Neyse ki akşamüstü babası geldi ve Gurur'u zor da olsa havuzdan çıkardık.
Gurur ilk defa eve dönüş yolunda arabada uyudu çok şaşırdım..Eve geldikten sonra yemek duş ve hopppp ailecek yemeğe. Çünkü evlilik yıldönümümüzdü..Çok fazla kutlama yada olağanüstü bir durum olmaz bizim evde böyle günlerde ama bir yemek yenir...
Böylelikle bir hafta sonunu da bol D Vitamini alarak geçirmiş olduk.....







3 Temmuz 2013 Çarşamba

KREŞTEN ÖNCE-KREŞTEN SONRA

Çocuğu kreşe giden her arkadaşım söylerdi Berna Gurur kreşe gitsin bak göreceksin ne kadar farkedecek diye.. Kreş olayına sıcak bakmayan ve her türlü faaliyeti evde yaptığımız için gerek duymayan bir anne olarak arkadaşlarımın söyledikleri bir kulağımdan girer diğerinden çıkardı.Ama Gül Annesi artık devam edemeyeceğim dedikten sonra ne kadar istemesem de kreş arayışına girdim. Bütün kreşleri gezdim İlimizde zaten hepsi imkanlar ölçüsündeydi çok fazla bir şey beklememek gerektiğini anladıktan sonra Gurur'u gezdirdim ve hangi kreşe gideceğine kendi karar verdi. Çok güzel diğerlerine göre en iyisi, çocuklar için bahçesi açık oyun alanı olan tek kreş Martı. Gurur da orayı beğendi ve başladı. Çok şükür ki hiçbir sorun çıkarmadı bize Kuzum..İlk gün kendisini okula bıraktım ve işime gücüme baktım.Akşamda almaya gittim. Normal sıradan bir gün gibiy di. Ama bunun bir alt yapısı var dı tabiy ki. Bir ay boyunca Gurur'la her sohbet etmemizde hep kreşi konuştuk Ordaki ortamı anlattım, orada çok güvende olacağını söyledim, giden arkadaşlarından örnek verdim, ilk zamanlar itiraz etti ama sonunda Gurur'da keyifli olacağını düşündü. İlk günler benim anlattığımın dışında kötü bir şey yaşamadı ki okula gitmemezlik yapmadı. İlk günden beri heves ve istekle gidiyor çok şükür.
İlk bir ay fazla bir değişiklik gözlemlemedim Gurur'da. Öğretmeni ile sürekli görüştüm, ilk zamanlar arkadaşlarının arasında daha çekimser duruyordu, pek oyunlara katılmıyordu. Fakat bir ayın sonunda Gurur'da değişimler başladı..Her akşam kreşten geldiğinde yaptığımız sohbete arkadaşları eklendi.
Adı Pamir..İlk evimizde adını söylediği arkadaşının adı.Pamir 'i öptüm ama Pamir istemedi dedi. Sonra her geçen gün arkadaşları çoğaldı..Can geldi sohbetimize hatta Can öğretmenini üzdü, öğretmeni gel dedi ama Can gelmedi.
Sonra yakınlarda bir akşam kırık kötü ve küçük bir arabayla geldi eve. Bu kimin diye sorduğumda çok ilginç bir şey anlattı bana. Öğretmen bu kimin diye sormuş ve Gurur el kaldırarak benim demiş. Öğretmen de Gurur' a vermiş arabayı.Yavrum benim yaptığında en ufak bile bir kötülük yada yanlış olduğunu düşünmeden bir şeyi başarmanın coşkusuyla anlattı bunu bana. Birden bilemedim ne söyleyeceğimi. Çünkü elini kaldırıp arabanın kendisinin olduğunu söylemesi bir başarıydı Gurur için ama tabiy ki olayın özü kendine ait olmayan bir nesneyi sahiplenmesi.Önceden de başımıza gelmişti hepimizin bütün annelerin gelmiştir.Gittiği bir yerden yada başka bir arkadaşının oyuncağını almak istemesi. Belki önemli bir olay ama işin açıkçası ben sadece kendine ait olmayan bir arabayı sahiplenmesinin yanlış olduğunu söyledim ama okula başladığından bu yana ilk defa parmak kaldırarak konuşmasını daha çok önemsedim ve cesaretlendirdim onu. Ertesi sabah hadi oğlum arabayı okula götürsek de bütün arkadaşlar beraber oynasanız dediğimde baktım tepki yine büyük, yine kısa bir özet konuşmayla olayı kapattım.
10-15 günden beri şarkılar söylemeye başladı Gurur evimizde. Ama okuldan geldiğinde yaptığımız sohbetin içinde yok bu şarkılar. Daha sonra oyun oynarken birden karşıma dikilip bir şarkı söylemeye başlıyor.Alkışlar tebrikler sonra babası gelince babasına şarkıyı söylemeler falan şaşırıp kalıyorum.Kendi isteğiyle hep bu şarkıların söylenmesi ben yada babası söyle dediğimizde utanıp sıkılmalar falan..Okulda öğrenip söylediğimiz şarkılar:
-Kırmızı Balık
-Küçük Kurbağa
-Karnı davul güm güm güm
-Yemek yiyip büyümekle alakalı uzunca bir şiir
Birde bunlara eklenen müthiş bir özgüven duygusu var. Özgüven patlaması yaşıyoruz desem yalan olmaz.Herşeyi kendi yapmak istiyor, dışarıya çıktığımızda o elimi tutup benimle dolaşan çocuk gitti dışarda kendine göre plan yapan ve onun planlarını uyguladığımız (mecburiyetten yoksa sokaklarda ciyak ciyak bağırmam gerekecek) bir durum oluştu.
Eğer parka gitmek için dışarıya çıktıysak, önce akülü arabaya binecek, sonra bardakta mısır yiyecek, sonra oyuncaklar dışında ağaca tırmanacak, parkın kenarında tek taş dizilmiş sıradan bıkmadan usanmadan dakikalarca yürüyecek, sonra canı kakaolu ve sade dondurma isteyecek mutlaka dondurma alınacak, daha sonra onun canı nereye gitmek istiyorsa bu zavallı anne peşinden sürüklenecek.ilk zamanlar sinirlenmiyor değildim bacak kadar çocuk beni kumanda ediyor derdim. biraz mücadele ettim baktım sonu sinir buhranı, sesimi duyurmak için ciyak ciyak bağıran bir anne...Yani herzaman ki gibi Gurur kazandı, artık ne isterse onu yapıyoruz.
Bu özgüvenden dolayı başımızı alıp anneye sormadan uzaklaşmalar başladı. Sanki Gurur'un Annem bir ara bana bakmasa da uzaklaşsam der gibi bir hali var her an. Nitekim de aynısını yapıyor.Son zamanlarda iki kere Samsun ziyaretimiz oldu. Hatta dün gittik Samsuna. Gurur'u Alerji doktoruna kontrole götürdük. Tabiy ki işimiz bitince alışveriş merkezi ziyareti.  Önceden elinden tutardım yanımda durur du..Aman Allahım dün her girdiğimiz mağaza da defalarca kaybettik Gurur'u. Kendi başına mağazaların içinde geziyor dolanıyor biz babasıyla deli gibi aranıyoruz. Dışardan görenler ne sorumsuz kadın demişlerdir kesin ama kaş ile göz arasında olma olayı var ya işte tam da bu. Gurur kaş ile göz arasında kayboluyor...Her seferinde oğlum korkuyorum sen kaybolunca lütfen yanımdan ayrılma dediğimde de dinliyormuş gibi yapıp tamam diyor ama yine yapıyor.
Yani biz bu aralar böyle haller içerisindeyiz...Savaşmıyoruz ama kabulleniyoruz..Her seferinde bize söz verdiği halde aynı yaramazlıkları yapmasını beynin ön tarafının gelişmemesine bağlıyoruz:))))
Yaramazlıklarını da kreşin yan etkilerinden özgüven patlamasına bağlıyoruz.
Böylece geçinip gidiyoruz.....))))))