17 Ekim 2012 Çarşamba

BAL OĞLUMMM...


Bal oğlummmm ben sana hep bal bal bal derim sende bana annemmmm der sarılırsın.Birde bunu yaramazlık yapıp beni kızdırdığında yaparsın yani bilirsin haylazlık yaptığı tabi bende hemen yelkenler foraaa...

Ben sana bu bloğu hazırlamakta çok geç kaldım ve kendime kızıyorum.fakat doğum gününe 2 ay kala bu aradaki zamanı sana özet geçicem.

07 Mayıs 2009 günlerden perşembe ve kendim işyerinde yaptığım testle sana hamile kaldığımı öğrendim.beni bir görsen elim ayağım dolandı, yüzüm kızardı..tabi hemen babana telefonn büyük haberr..BEN HAMİLEYİMMM HAYATIM..karşı taraf biran duraksadı ne diyeceğini bilemedi.hemen hastaneye gittik emin olmak için.O kadar heyecanlıyız ki sonuçlar hemen çıksın diye hastaneden arkadaşlarımızla görüştük sağolsunlar heyecanımızı anlamış olacaklar ki kırmadılar bizi ve güzel haberi teyid ettiler. baban o kadar heyecanlanmış ki düşün hastane dönüşü radara girdi ve ceza yedik fakat hiç umursamadık. Nitekim biz 4. aya kadar Samsun Ana Klinikteki Mükerrem Beyin kontrolünde hiç sorun yaşamadan geçirdik. 4 yada 5 aylık hamileyim yani senin cinsiyetinin belli olacağı zamanlar Samsun Ana Klinikteki 4 boyutlu ultrasondan yani Ercan Bey den randevu alamadık çok doluydu Medical Park hastanesinden sadece ultrason için randevu aldık.adını bile hatırlamak istemediğim bir doktor yatırdı beni ben kız yada erkek diye birşey diyecek diye beklerken sol ayağını göremediğini söyledi.öylece kaldım nasıl yani dedim.Çok bilmiş doktor hala sol ayağını göremiyorum dedi ve peşinden Ali geliyor dedi. ben tabi o anda Ali falan hiçbirşey duymuyorum. kalktım ordan ve hemen Ana Kliniğe Ercan Beye gitmeliyiz dedim. Baban Ercan Beye durumu anlatarak randevu aldı ama aradaki 2 saat zaman bende geçmedi.salya sümük ağlıyorum deli gibi. Nitekim Ercan Bey bana tüm uzuvlarını tek tek gösterdi ve rahatladım.Seninle başka bir sorun yaşamadan 38 haftayı tamamladık ve doktorumun tavsiyesi ile epidural sezeryan.

23 Aralık 2009 günlerden Çarşamba.Büyük gün..Sabah evden aile büyüklerimizle beraber evden çıktık önce Seyid Bilal Türbesi, dualarımızı ettik, düştük hastane yoluna..Doğuma girerken hiç heyecanlanmadım dersem yalan olur tabiyki ama seni kucağıma almak beni daha çok heyecanlandıryordu...  Saat 12:04 ve doktorum seni karnımdan alarak yüzünü yanağıma değdirdi.O an dünya durdu, kelimeler kifayetsiz, herşey yalan tek gerçek sen. seni aldılar götürdüler kontrollerin için...ben odama geldiğimde sen yoktun ama getirecekler dediler..seni küveze koymuşlar hiç haberim yok..Baban deli gibi ortalıkta dolanıyor ama bi sorun yok diyor bense babana sonsuz güveniyorum..fakat herkez babanın ordaki halini söyledi.çökmüş, bitap, üzgünn öylece seni beklemiş kapının önünde...3 saat sonra geldin ve güller açtı odamızda, ruhumuzda, evimizde...

İlk 40 günümüz biraz kalabalıkla geçti ama 40 günün sonunda seninle huzura erdik başbaşa kaldık.6. ayında senin Gül annene teslim ettim ağlayarak ve işe başladım...

1 yaşını bitirmiştin ve sol kaburga kemiğinin altında bir kemik çıkıntısı farkettim ama önemsemedim.çünkü genel halinde bir sıkıntı yoktu...fakat aradan 3-4 ay geçti o kemik çıkıntısı geçmedi bende bi kontrol etsinler diye seni Sinop devlet Hastanesinde Alper adında bir çocuk doktoruna götürdüm.seni muayene etti baktı falan ortopediye yolladı.Ortopedici baktı kan tahlili istedi.Bizde tekrar çocuk doktoruna geçtik tahlil istediğini söylemek için, ve söylediğimde neden şüphelendiniz diye sordum bana gayet rahat bir şekilde bu yaştaki çocuklarda kemik tümörü olur ve çok hızlı yayılır dedi onun için kan tahlilini yaptırın dedi. o kadar rahattı ki o anda yüzüne tokat atmak istedim. bunun söyleniş şekli bu olmamalıydı yada tahlilden sonra bunu söylemeliydi hala nefret ediyorum o adamdan. ağlayarak o tahlilleri yaptırdı, yüzüne bakamadım ve tahliller çıkana kadar da doktoru göndermedim.ve nitekim uğraşlarımız sonucu tahlilerini aldık o nemrut doktora gösterdik, kalbim çıkacaktı yerinden birşeyin olmadığını söyledi, bol bol güneş görsün, büyüdükçe geçer dedi. ben zaten doktoru ağlayarak dinledim babanda pür dikkat dinledi.doktorun kapısından şükrederek çıktık sarıldık birbirimizee, seni aldık ve evimize geldik.

Evimin neşesi,  burnunun altındaki o kesik izide odamızın ortasında bulunan sehpanın kenarı..doktor yapıştırdı ama senin hareketliliğin orayı yapışık tutmadı oğlumm. zaten ondan sonra evin bütün düzenini sana göre yaptık, tehlike oluşturacak herşeyi kaldırdık ortadan..

Şimdilerde beni çiğnememe konusu dışında hiç üzmüyorsun fakat çok hareketli ve sürekli oyun isteyen bir çocuksun.senin için oyunlar öğreniyorum, telefonuma senin için eğitici oyunlar yüklüyorummm,sana öğretmek için şarkılar öğreniyorum ve SENİ ÇOK SEVİYORUMMMM......       

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder