Bal oğlummmm ben sana hep bal bal bal derim sende bana
annemmmm der sarılırsın.Birde bunu yaramazlık yapıp beni kızdırdığında yaparsın
yani bilirsin haylazlık yaptığı tabi bende hemen yelkenler foraaa...
Ben sana bu bloğu hazırlamakta çok geç kaldım ve kendime
kızıyorum.fakat doğum gününe 2 ay kala bu aradaki zamanı sana özet geçicem.
07 Mayıs 2009 günlerden perşembe ve kendim işyerinde
yaptığım testle sana hamile kaldığımı öğrendim.beni bir görsen elim ayağım
dolandı, yüzüm kızardı..tabi hemen babana telefonn büyük haberr..BEN
HAMİLEYİMMM HAYATIM..karşı taraf biran duraksadı ne diyeceğini bilemedi.hemen
hastaneye gittik emin olmak için.O kadar heyecanlıyız ki sonuçlar hemen çıksın
diye hastaneden arkadaşlarımızla görüştük sağolsunlar heyecanımızı anlamış
olacaklar ki kırmadılar bizi ve güzel haberi teyid ettiler. baban o kadar
heyecanlanmış ki düşün hastane dönüşü radara girdi ve ceza yedik fakat hiç
umursamadık. Nitekim biz 4. aya kadar Samsun Ana Klinikteki Mükerrem Beyin
kontrolünde hiç sorun yaşamadan geçirdik. 4 yada 5 aylık hamileyim yani senin
cinsiyetinin belli olacağı zamanlar Samsun Ana Klinikteki 4 boyutlu ultrasondan
yani Ercan Bey den randevu alamadık çok doluydu Medical Park hastanesinden sadece
ultrason için randevu aldık.adını bile hatırlamak istemediğim bir doktor
yatırdı beni ben kız yada erkek diye birşey diyecek diye beklerken sol ayağını
göremediğini söyledi.öylece kaldım nasıl yani dedim.Çok bilmiş doktor hala sol
ayağını göremiyorum dedi ve peşinden Ali geliyor dedi. ben tabi o anda Ali
falan hiçbirşey duymuyorum. kalktım ordan ve hemen Ana Kliniğe Ercan Beye
gitmeliyiz dedim. Baban Ercan Beye durumu anlatarak randevu aldı ama aradaki 2
saat zaman bende geçmedi.salya sümük ağlıyorum deli gibi. Nitekim Ercan Bey
bana tüm uzuvlarını tek tek gösterdi ve rahatladım.Seninle başka bir sorun
yaşamadan 38 haftayı tamamladık ve doktorumun tavsiyesi ile epidural sezeryan.
23 Aralık 2009 günlerden Çarşamba.Büyük gün..Sabah evden
aile büyüklerimizle beraber evden çıktık önce Seyid Bilal Türbesi, dualarımızı
ettik, düştük hastane yoluna..Doğuma girerken hiç heyecanlanmadım dersem yalan
olur tabiyki ama seni kucağıma almak beni daha çok heyecanlandıryordu... Saat 12:04 ve doktorum seni karnımdan alarak
yüzünü yanağıma değdirdi.O an dünya durdu, kelimeler kifayetsiz, herşey yalan
tek gerçek sen. seni aldılar götürdüler kontrollerin için...ben odama
geldiğimde sen yoktun ama getirecekler dediler..seni küveze koymuşlar hiç
haberim yok..Baban deli gibi ortalıkta dolanıyor ama bi sorun yok diyor bense
babana sonsuz güveniyorum..fakat herkez babanın ordaki halini söyledi.çökmüş,
bitap, üzgünn öylece seni beklemiş kapının önünde...3 saat sonra geldin ve
güller açtı odamızda, ruhumuzda, evimizde...
İlk 40 günümüz biraz kalabalıkla geçti ama 40 günün sonunda
seninle huzura erdik başbaşa kaldık.6. ayında senin Gül annene teslim ettim
ağlayarak ve işe başladım...
1 yaşını bitirmiştin ve sol kaburga kemiğinin altında bir
kemik çıkıntısı farkettim ama önemsemedim.çünkü genel halinde bir sıkıntı
yoktu...fakat aradan 3-4 ay geçti o kemik çıkıntısı geçmedi bende bi kontrol
etsinler diye seni Sinop devlet Hastanesinde Alper adında bir çocuk doktoruna
götürdüm.seni muayene etti baktı falan ortopediye yolladı.Ortopedici baktı kan
tahlili istedi.Bizde tekrar çocuk doktoruna geçtik tahlil istediğini söylemek
için, ve söylediğimde neden şüphelendiniz diye sordum bana gayet rahat bir
şekilde bu yaştaki çocuklarda kemik tümörü olur ve çok hızlı yayılır dedi onun
için kan tahlilini yaptırın dedi. o kadar rahattı ki o anda yüzüne tokat atmak
istedim. bunun söyleniş şekli bu olmamalıydı yada tahlilden sonra bunu
söylemeliydi hala nefret ediyorum o adamdan. ağlayarak o tahlilleri yaptırdı,
yüzüne bakamadım ve tahliller çıkana kadar da doktoru göndermedim.ve nitekim
uğraşlarımız sonucu tahlilerini aldık o nemrut doktora gösterdik, kalbim
çıkacaktı yerinden birşeyin olmadığını söyledi, bol bol güneş görsün, büyüdükçe
geçer dedi. ben zaten doktoru ağlayarak dinledim babanda pür dikkat dinledi.doktorun
kapısından şükrederek çıktık sarıldık birbirimizee, seni aldık ve evimize
geldik.
Evimin neşesi, burnunun altındaki o kesik izide odamızın
ortasında bulunan sehpanın kenarı..doktor yapıştırdı ama senin hareketliliğin
orayı yapışık tutmadı oğlumm. zaten ondan sonra evin bütün düzenini sana göre
yaptık, tehlike oluşturacak herşeyi kaldırdık ortadan..
Şimdilerde beni çiğnememe konusu dışında hiç üzmüyorsun
fakat çok hareketli ve sürekli oyun isteyen bir çocuksun.senin için oyunlar
öğreniyorum, telefonuma senin için eğitici oyunlar yüklüyorummm,sana öğretmek için şarkılar öğreniyorum ve SENİ ÇOK
SEVİYORUMMMM......
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder