Çok keyifliyiz son bir haftadır..Eşim ve ben Gurur'un söylediği cümlelere ve kelimelere şaşırarak geçiriyoruz günlerimizi...Gurur çok erken konuşmadı. hatta son bir iki haftaya kadar söylediği kelimeler hep bildiğimiz kelimelerdi.En fazla iki kelimeyi yanyana getirirdi ve ben ilk zamanlar epey bir telaşlanmıştım.Sonraları izlenimlerim ve araştırmalarım sonucu oğlumun erken konuşmayacağına karar verdim ve hiç zorlamadım. cevap vermeyeceğini yada veremeyeceğini bildiğim halde sürekli sohbet ettik oğlumla...
Ama bir haftadır sohbet ediyoruz oğlumla.. nasıl şaşırıyorum söylediği kelimelere hemen eşimi arayıp bana Gurur "korsan" dedi. mesela bir marketin oyun salonuna götürdüm "küçük çocuk var girmem " dedi. Nasıl şaşkın şaşkın bakıyorum nasıl şaşırıyorum anlatamammm. Konuşuyor artık benim oğlummm...Sohbet ederken cevap veriyor bana. Çok keyifliiiii :))))
Bu hafta sonunu da güzel geçirdik bol bol gezdik fakat şunu farkettim benim oğlum denizi ve deniz ekipmanlarını çok seviyor. Babasına benzemiş deniz aşığı bir babası var. Tabi bunda 3 tarafı denizlerle çevrili bir ilde yaşamış olmanın verdiği güzellik te var.
Pazar günü tekneye bindiler babasıyla..Nasıl mutlular.Gurur'u bıraksak saatlerce çıkmaz o tekneden, sağını solunu kurcalar, ne var ne yok herşeye bakar...Biz ailecek denizi çok seviyoruz ve çok şanslıyız ki böyle güzel bir ilde yaşıyoruz. Kıyıdan adım atıyoruz ve tekneye biniyoruz kimin olduğu hiç önemli değil, kimse birşey demez. Binersin oturursun bakarsın çocuğunu oynatırsın..İnşallah oğlum büyüdüğünde bu güzel şehir değerlerinden birşey kaybetmez....Sevgiyleeee.....
23 Ekim 2012 Salı
BAYRAM GELDİ HOŞ GELDİİİİ....
Bayram öncesi son iş günü. 6 günlük bayram tatilimiz yarın itibari ile başlıyor.Aslında hiçbir planımız yoktu hava güzel olursa oğlumla Sinop'un tadını çıkarmayı planlıyordum ama son anda değiştirdik. Fakat yinede çoğunlukla Sinopdayız. Pazar günü oğlumu ilk defa kendi köyüme teyzesinin mezarını ziyarete götürecem. o yüzden ayrı bir heyecan taşıyorum. Ama tabiy ki buruk bir heyecan. Sonrası Ünye'de bir yemek ziyefeti.Samsun ve evimize dönüş.Yorucu ama hava da güzel olursa güzel bir yolculuk olacak diye düşünüyorum.
Oğlumun bayramlıklarını aldık.Gurur'un söylemiyle cicileri..Artık aldığımız herşeye tepki veriyor. Beğeniyor yada beğenmiyor..Bazen binbir hevesle aldığım ve eve götürene kadar çok güzel diye kırk kişiye gösterdiğim kıyafeti bakıp pis deyip kenara koyuveriyor.Başlıyor ikna çabalarım oğlum bak çok güzel sana çok yakıştı falan ama nafile. Pis oldu bi kere Gurur için.Değişmez...:)))) Ama şükür ki bayramlıklarını beğendiiii...)))
Oğlumun bayramlıklarını aldık.Gurur'un söylemiyle cicileri..Artık aldığımız herşeye tepki veriyor. Beğeniyor yada beğenmiyor..Bazen binbir hevesle aldığım ve eve götürene kadar çok güzel diye kırk kişiye gösterdiğim kıyafeti bakıp pis deyip kenara koyuveriyor.Başlıyor ikna çabalarım oğlum bak çok güzel sana çok yakıştı falan ama nafile. Pis oldu bi kere Gurur için.Değişmez...:)))) Ama şükür ki bayramlıklarını beğendiiii...)))
17 Ekim 2012 Çarşamba
KEYİFLİ PAZAR...
TARİH :14 Ekim 2012
YER: SİNOP/OSMANİYE/TOSUNBEY KÖYÜ
Baban bugün köye gidelim mi dediğinde işin açıkçası pek de
cazip gelmemişti. Sıkıcı olur diye düşündüm ama yanlış düşünmüşüm. Çok güzel
bir yolu olan bu köyde çok eğlendin bebeğim. Önce yolda giderken babanla
ağaçtan elma topladın ama yine tüm çabalarımıza rağmen küçücük bile
ısırmadın.Köye vardığımızda ise gelmenin senin için çok güzel bir fikir
olduğunu anladım. Tek katlı bir köy evi..Çitle çevrilmiş kocaman bir
bahçe..bahçede evin iki köpeğinin evleri.. evin balkonunda iki tane
kedi...hemen çitlerin yanında inekler.mis gibi bir sonbaharbahar havası ve
saldık seni bahçeye.
O kadar mutlu oldun ki hayvanları bu kadar sevmene
bayılıyorum..Hiçbir arkadaşınla oynarken bu kadar mutlu olduğunu görmedim.
Koşturdun durdun köpeklerle. Bu arada köpeklerden birinin adı Limon, diğerinin
adı HAYDUT. Sen en çok LİMON' u sevdin.
Limonda seni çok sevdi..Epey bi koşturdunuz..Büyük bir
hevesle eline ye diye verdiğim bir paket çubuk krakeri Limonla, Hayduta
yedirdin, kedilere hiç rahat vermedin.... yattın yuvarlandın çimlerde ve
YÜZÜMÜZDE KOCAMAN BİR GÜLÜMSEMEYLE AYRILDIK....
BAL OĞLUMMM...
Bal oğlummmm ben sana hep bal bal bal derim sende bana
annemmmm der sarılırsın.Birde bunu yaramazlık yapıp beni kızdırdığında yaparsın
yani bilirsin haylazlık yaptığı tabi bende hemen yelkenler foraaa...
Ben sana bu bloğu hazırlamakta çok geç kaldım ve kendime
kızıyorum.fakat doğum gününe 2 ay kala bu aradaki zamanı sana özet geçicem.
07 Mayıs 2009 günlerden perşembe ve kendim işyerinde
yaptığım testle sana hamile kaldığımı öğrendim.beni bir görsen elim ayağım
dolandı, yüzüm kızardı..tabi hemen babana telefonn büyük haberr..BEN
HAMİLEYİMMM HAYATIM..karşı taraf biran duraksadı ne diyeceğini bilemedi.hemen
hastaneye gittik emin olmak için.O kadar heyecanlıyız ki sonuçlar hemen çıksın
diye hastaneden arkadaşlarımızla görüştük sağolsunlar heyecanımızı anlamış
olacaklar ki kırmadılar bizi ve güzel haberi teyid ettiler. baban o kadar
heyecanlanmış ki düşün hastane dönüşü radara girdi ve ceza yedik fakat hiç
umursamadık. Nitekim biz 4. aya kadar Samsun Ana Klinikteki Mükerrem Beyin
kontrolünde hiç sorun yaşamadan geçirdik. 4 yada 5 aylık hamileyim yani senin
cinsiyetinin belli olacağı zamanlar Samsun Ana Klinikteki 4 boyutlu ultrasondan
yani Ercan Bey den randevu alamadık çok doluydu Medical Park hastanesinden sadece
ultrason için randevu aldık.adını bile hatırlamak istemediğim bir doktor
yatırdı beni ben kız yada erkek diye birşey diyecek diye beklerken sol ayağını
göremediğini söyledi.öylece kaldım nasıl yani dedim.Çok bilmiş doktor hala sol
ayağını göremiyorum dedi ve peşinden Ali geliyor dedi. ben tabi o anda Ali
falan hiçbirşey duymuyorum. kalktım ordan ve hemen Ana Kliniğe Ercan Beye
gitmeliyiz dedim. Baban Ercan Beye durumu anlatarak randevu aldı ama aradaki 2
saat zaman bende geçmedi.salya sümük ağlıyorum deli gibi. Nitekim Ercan Bey
bana tüm uzuvlarını tek tek gösterdi ve rahatladım.Seninle başka bir sorun
yaşamadan 38 haftayı tamamladık ve doktorumun tavsiyesi ile epidural sezeryan.
23 Aralık 2009 günlerden Çarşamba.Büyük gün..Sabah evden
aile büyüklerimizle beraber evden çıktık önce Seyid Bilal Türbesi, dualarımızı
ettik, düştük hastane yoluna..Doğuma girerken hiç heyecanlanmadım dersem yalan
olur tabiyki ama seni kucağıma almak beni daha çok heyecanlandıryordu... Saat 12:04 ve doktorum seni karnımdan alarak
yüzünü yanağıma değdirdi.O an dünya durdu, kelimeler kifayetsiz, herşey yalan
tek gerçek sen. seni aldılar götürdüler kontrollerin için...ben odama
geldiğimde sen yoktun ama getirecekler dediler..seni küveze koymuşlar hiç
haberim yok..Baban deli gibi ortalıkta dolanıyor ama bi sorun yok diyor bense
babana sonsuz güveniyorum..fakat herkez babanın ordaki halini söyledi.çökmüş,
bitap, üzgünn öylece seni beklemiş kapının önünde...3 saat sonra geldin ve
güller açtı odamızda, ruhumuzda, evimizde...
İlk 40 günümüz biraz kalabalıkla geçti ama 40 günün sonunda
seninle huzura erdik başbaşa kaldık.6. ayında senin Gül annene teslim ettim
ağlayarak ve işe başladım...
1 yaşını bitirmiştin ve sol kaburga kemiğinin altında bir
kemik çıkıntısı farkettim ama önemsemedim.çünkü genel halinde bir sıkıntı
yoktu...fakat aradan 3-4 ay geçti o kemik çıkıntısı geçmedi bende bi kontrol
etsinler diye seni Sinop devlet Hastanesinde Alper adında bir çocuk doktoruna
götürdüm.seni muayene etti baktı falan ortopediye yolladı.Ortopedici baktı kan
tahlili istedi.Bizde tekrar çocuk doktoruna geçtik tahlil istediğini söylemek
için, ve söylediğimde neden şüphelendiniz diye sordum bana gayet rahat bir
şekilde bu yaştaki çocuklarda kemik tümörü olur ve çok hızlı yayılır dedi onun
için kan tahlilini yaptırın dedi. o kadar rahattı ki o anda yüzüne tokat atmak
istedim. bunun söyleniş şekli bu olmamalıydı yada tahlilden sonra bunu
söylemeliydi hala nefret ediyorum o adamdan. ağlayarak o tahlilleri yaptırdı,
yüzüne bakamadım ve tahliller çıkana kadar da doktoru göndermedim.ve nitekim
uğraşlarımız sonucu tahlilerini aldık o nemrut doktora gösterdik, kalbim
çıkacaktı yerinden birşeyin olmadığını söyledi, bol bol güneş görsün, büyüdükçe
geçer dedi. ben zaten doktoru ağlayarak dinledim babanda pür dikkat dinledi.doktorun
kapısından şükrederek çıktık sarıldık birbirimizee, seni aldık ve evimize
geldik.
Evimin neşesi, burnunun altındaki o kesik izide odamızın
ortasında bulunan sehpanın kenarı..doktor yapıştırdı ama senin hareketliliğin
orayı yapışık tutmadı oğlumm. zaten ondan sonra evin bütün düzenini sana göre
yaptık, tehlike oluşturacak herşeyi kaldırdık ortadan..
Şimdilerde beni çiğnememe konusu dışında hiç üzmüyorsun
fakat çok hareketli ve sürekli oyun isteyen bir çocuksun.senin için oyunlar
öğreniyorum, telefonuma senin için eğitici oyunlar yüklüyorummm,sana öğretmek için şarkılar öğreniyorum ve SENİ ÇOK
SEVİYORUMMMM......
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)